Fıkralar
:) TEMEL VAMPİR
Bir İngiliz vampir, bir Fransız vampir, bir de Temel vampir
Uçakta gidiyorlarmış. Bir sure sonra İngiliz vampir aralarından ayrılmış, aşağılara dalmis. Bir sure sonra geri gelmiş ki, ağzı yüzü kan içinde.
Sormuşlar: - Ne oldu, nereye gittin?
İngiliz vampir : - şu aşağıdaki beyaz evi gördünüz mü?
Cevap:- Gördük.
İngiliz Vampir : - Onun yanındaki duvari gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
İngiliz vampir : - Onun yaninda uyuyan küçük çocuğu gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
İngiliz vampir : - İşte ben o çocuğun kanını içtim, geldim.
Yolculuk devam eder. Bir süre sonra Fransız vampir de ayni şekilde ayrılıp aşağılara gider ve geldiginde onun da yüzü gözü kan icindedir.
Yine sorarlar: - Nereye gittin?
Fransiz Vampir: - Şu aşağıdaki ağacı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransiz Vampir: - Onun yanındaki küçük kutuyu gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransiz Vampir: - O kutuya yaslanmış yatan adamı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransız Vampir : - İşte ben o adamın kanını içtim geldim.
Yolculuk yine devam eder. Bir sure sonra Temel Vampir ayni şekilde ayrılır ve o da ağzı yüzü kan içinde geri gelir.
Ona da sorarlar: - Nereye gittin?
Temel Vampir: - Şu aşağıdaki evi gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - Peki onun yanındaki direği gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - İşte ben o direği görmedim.........
--------------------------------------------------------------------------------
:) HAVAALANI
Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.
Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" der.
Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum."
Görevli kiz saskinlikla ; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil".
Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistinizda!"
--------------------------------------------------------------------------------
:) KAHVALTI!
Fransız delikanlı, Paris'in bulvar kahvesinde oturmuş, tipik kahvaltısını yapıyormuş. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında cikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş. Sohbet başlamiş...
Amerikalı: o ekmeğin hepsini yiyecek misin?
Fransız: Tabii..
Amerikalı: Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalan bir fiçida toplanır. Fabrikaya gider. Kruvasan yapılır. Fransa'ya satılır, demis. Fransiz cevap vermemiş.
Amerikalı: Reçel de yer misiniz?
Fransız (öfkeli): Tabii..
Amerikalı: Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını, çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar, Fransızlar'a satarız.
Fransız: Peki siz kullandiginiz prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsiniz?
Amerikalı: Atarız tabi...
Fransiz: Biz atmayız. Bir fiçida içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir, ciklet yapar, Amerikaya satarız, demiş....
--------------------------------------------------------------------------------
:) ACEMİ AVCI
Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler, cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri
-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı pantolonunu indirip bacaklarını gösterir..
:) MOTOR
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"
--------------------------------------------------------------------------------
:) SUÇLU
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş:
- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi
--------------------------------------------------------------------------------
:) BALE
Temel ilk kez baleye gitmiş. Parmaklarının uçlarında dans eden kızlara bakmış, bakmış VE:
- "Taha uzun poylu kizlaru seçselerdu ya!" demiş...
--------------------------------------------------------------------------------
:) ÇILGIN ÇOCUK
Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafı seyrediyormuş... derken yanına bir delikanli gelmiş ki saçları kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... Çocuk da küstah bir sesle:
- "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bişey yapmadın mı!" demiş... Adam gülümsemiş:
- "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. Şimdi de acaba sen benim oğlum musun diye merak ediyorum..."
--------------------------------------------------------------------------------
:) ÇOK ÖZEL
Temel birgün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu görüp:
- Ula Temel Napiysin ?...
- Ula cörmiymisin Çöpeğimi cezdurayrum Dursun kardeşim...
- Ula Temel bunun boynuzlari var....
- Valla ben onin özel hayatina karişmayrum...
--------------------------------------------------------------------------------
:) İKİ KERE İKİ
Lazın oğlu yüzünde üzgün bir ifade ile okuldan gelmiş. Babası durumu görünce sormuş:
- Ne oldu ?
- Matematik dersinden zayıf aldım.
- Niye ?
- Öğretmen 2 kere 2 kaç eder dedi, bende 6 dedim.
- E oğlum, 2 kere 2 dört eder, hadi bilemedin beş eder. 6 nerden çıktı?
--------------------------------------------------------------------------------
:) BUZ TUTAN GÖL
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer. Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur. Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
- Oğlum burada balık yok!
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
- Burada balık yok dedim sana...
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:
- Tanrım, sen misun yoksa?
Ses yeniden duyulur,
- Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.
:) BUZDOLABI
Temel bir gün kahvede otururken arkadaşlarından biri ona:
- "Ula temel senin hanım seni aldatıyo" demiş.
Bunu duyan temel hemen eve koşmuş, evi aramış taramış fakat kimseyi bulamayınca sevincinden oracıkta ölmüş. Öbür alemde dolaşırken bir anda arkadaşı Dursun'u karşısında görmüş ve şaşkınlıkla:
- Ula dursun ben seni daha dün gördüydüm nasıl olduda ölüp buraya geldin.
- Valla temel hiç sorma donarak öldüm, peki sen nası öldünde buraya geldin.
- Dün kahvedeydim biri geldi bana senin hanım seni aldatıyo dedi bende hemen eve gittim aradım taradım ama kimseyi bulamayınca orada yığıldım kaldım.
- Ula buzdolabına baksaydın ikimizde şimdi sağ olacaktık.
--------------------------------------------------------------------------------
:) SERT KOVBOY
Üç kovboy Teksas'ta bir barda masaya oturmuş, kafayı çekiyorlar... Bir sarhoş girmiş içeri. Parmağı ile ortadakini işaret etmiş: - "Senin anan," demiş "Teksas'ın en çılgın seks manyağıdır" demiş..
Masanın etrafı bir anda boşalmış.. Ama ortadaki adam duymazdan gelmiş, içkisine devam etmiş. Sarhoş çıkmış gitmiş.. 10 dakika sonra geri gelmiş. Gene aynı masanın başında dikilmiş..
- "Senin o fahişe ananı az önce becerdim, harikaydı" demiş. Etraf masalar gene bir anda boşalmış.. Bizimki gene kılını kıpırdatmadan içmeye devam etmiş. Sarhoş çıkmış gitmiş.. 10 dakika sonra gene gelmiş..
- "Senin anan var ya, senin anan" diye başlarken, kovboy nihayet lafını kesmiş:
- "Evine git de yat.. Gene zurna gibi içmissin, baba!.."
:) İSTİKAMET
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?
--------------------------------------------------------------------------------
:) ÜÇ DİL
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar. Turist ingilizce, almanca ve fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
- Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti
- Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo...
--------------------------------------------------------------------------------
:) OTELCİ TEMEL
Otelci Temel'in kapısını bir gece bir İspanyol asilzedesi çalmış.
- Odanız var mı?
- Kimsunuz?
- Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
- Haa, pu katar uşağu alacak yerum yok!
--------------------------------------------------------------------------------
:) YARATICI AVUKAT
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben;
- "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der...
Yargıç , gülümseyerek;
- "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir." der...
Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler...
--------------------------------------------------------------------------------
:) BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ
Bir makine mühendisi, bir eLektrik mühendisi ve bir de biLgisayar mühendisi binmisLer bir arabaya gidiyoLar. YoLun yarIsIna geLdikLerinde araba bozuLuyor ve makine mühendisi;
- "ben haLLederim" deyip yatIyor arabanIn aLtIna, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sIkIyo faLan, biniyorLar arabaya, haLa bozuk. Bu sefer eLektrik mühendisi hemen atLIyo,
- "Bana bIrakIn" diye... KabLoLarI kontroL ediyo, eLektrik aksamIna bakIyo, biniyoLar arabaya ama tIk yok gene. Makina ve eLektrik mühendisi biLgisayar mühendisine dönüyorLar. sIranIn kendisine geLdigini anLayan biLgisayar mühendisi:
- "eee.. şey... arabadan çIkIp bi daha girsek?"
--------------------------------------------------------------------------------
:) TRAMPLEN
Lazlar havuzlardan konuşurlarken bir tanesi:
- Ben geçen gün bir lüks otelin havuzuna gittim ama kovuldum.
- Niye ?
- Çünkü havuza işedim.
- Amaan, herkes işiyor...
- Ama ben tramplenden işedim...
--------------------------------------------------------------------------------
:) MUAYENE
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız der:
1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın
2- Ögleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
3- Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın.
4- Haftada en az üç kere birlikte olun, eğer isterse daha fazla birlikte olun. Ve tamamıyla tatmin olduğundan emin olun.
- "Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar,
- "Ne dedi doktor sana?"
- "... ölecekmişsin.."
--------------------------------------------------------------------------------
:) KAHVALTI
Küçük temel annesine sorar,
- Anne hepimiz laz miyuz?
- Öyle
- Dedem de laz miydu?
- Lazidi.
- Onun babasi?
- Hepisi lazidi.
- Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum.
:) KAPLUMBAĞA
Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor.
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:
- "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da:
- "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"
--------------------------------------------------------------------------------
:) TEMEL'IN KAYNANASI
Temel bi gun kahveye girmis. Ustu basi yirtikmis. N'oldu diye sormuslar.
Temel: "Kaynanami gomduk."
Kahvedekiler: "Iyi de bu halin ne?"
Temel: "Biraz direndi de."
--------------------------------------------------------------------------------
:) BİR CİNAYET DAVASI
Mahkemede bir cinayet davasi goruluyordu. Adamin katil oldugu hemen hemen kesindi, bunu goren davali avukatinin aklina bir seytanlik geldi.
"Bayanlar baylar... hepinize bir surprizim var" diyerek saatine bakti...
"Tam bir dakika sonra, muvekkilim tarafindan olduruldugu iddia edilen kisi bu mahkeme salonundan iceri girecek..."
Bunun uzerine hakim, seyirciler, butun kafalar mahkeme salonunun kapisina dondu... 1 dakika gecti... Hicbirsey olmadi... Bunun ardindan avukat:
"Bakin..." dedi.." Ortaya bu iddiayi attim ve hepiniz heyecan icinde kapiya bakip 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gosteriyor ki gercekten ortada bir olu olduguna ve dolayisiyla muvekkilimin katil olduguna sizler tamamiyle inanmis degilsiniz..."
Bu sozun ardindan hakim kararini acikladi ve adami suclu buldu...
Avukat şok içinde:
"Ama nasıl olur? Az onceki gosteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin
kapiya baktigini gordum!"
Hakim:
"Evet dogru... hepimiz baktik" dedi... "Ama muvekkiliniz bakmamisti!"
--------------------------------------------------------------------------------
:) ŞANS
Laz kola otomatiğine gitmiş, para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış. Bir para daha atmış, yine düğmeye basmış ve yine kolasını almış. Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanına gitmiş ve :
- Çabuk bütün bozuk paralarınızı verin, bugün şansım çok iyi!
--------------------------------------------------------------------------------
:) HEYKELLER
Yillarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar...
"Sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis.
Ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar. Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir tebessum varmis.
"Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak... Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! Ama bu sefer guvercini sen tut, ben siccam kafasina !..."
--------------------------------------------------------------------------------
:) PARMAK
Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş. Lazlar hemen ilk yardım yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler. Koşarak cerraha parmağı vermişler. Parmağı alan cerrah :
- Güzel, parmağa birşey olmamış. Hasta nerde?
- Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?
--------------------------------------------------------------------------------
:) 10 ZENCİ
Koleler ciftlikten kacarken sihirli lamba bulmuslar ve cini lambadan cikarmislar. Cin 10 zenciye sormus: Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkInIz var.
1. zenci 'beyaz olmak istiyorum' demis, olmus.
10. zenci tebessum etmeye baslamIs.
2. zenci de beyaz olmak istedigini soylemis, olmus.
10. zenci sIrItmaya devam etmi?.
3. zenci de beyaz olmus diledigi dilegiyle...
10. zenci kIkIrdamaya baslamIs.
4. zencinin de istegi aynI... 10. zenci gulmeye devam...
5,6,7,8 derkeeen 9. zenci de beyaz olma yonunde istegini kullanmIs. sIra 10. zenciye gelmis ama adam yerlerde... Gulmekten geberiyor. Cin istegini sormus... Adam nefes almaya fIrsat buldugu bi ara istegini garip bir bogurtu ile belirtmis:
"HEPSİNİ ZENCİ YAP!".
--------------------------------------------------------------------------------
:) GÜZEL DUL
Temel'e hani sen güzel bir dulla evlenecektin, ne oldu diye sormuslar.
Kocasinun ölmesinu pekleyrum , demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
:) HERKESİ TANIYAN KADIN
Bir mahkeme saLonu düsünün... Bir davada tanIkLIk etmesi için kürsüye yasLI bir teyzeyi çagIrIrLar.. KadIn yerine oturur ve davaLInIn avukatI kadIna yakLasIr...
- "Bayan Jones.. Beni tanIyor musunuz?" YasLI teyze cevap verir:
- "Ah evet Bay WiLLiams sizi çocukLugunuzdan beri tanIyorum.. siz taa o zamanLar biLe aiLeniz için tam bir bas beLasIydInIz.. sürekLi yaLan söyLüyorsunuz, karInIzI komsunuzLa aLdatIyorsunuz, en yakInIm dediginiz insanLarIn arkasIndan konusuyorsunuz, 2 doLar fazLa kazanmak için herkesi satarsInIz..."
DavaLInIn avukatI basta oLmak üzere bütün saLon sok oLur.. Adam ne yapacagInI biLemez bir haLde kadIna tekrar sorar:
- "Peki Bayan WiLLiams, ya karşI tarafIn avukatInI tanIyor musunuz?" KadIn yine cevapLar:
- "ELbette tanIyorum.. çocukLugunda ona dadiLik yapmIstIm.. TembeL, ödLek ve aLkoLik adamIn tekidir.. etrafInda bir tek dostu yoktur ve herkes onun haLa geceLeri aLtIna kaçIrdIgInI söyLüyor.."
Yine herkes sokta.. bütün saLonu bir gürüLtü kapLar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafIn avukatInI da kürsüye çagIrIr.. Ve ikisine de egiLmeLerini söyLerek kuLakLarIna sunu fIsILdar...
- "Eger bu kadIna beni tanIyIp tanImadIgInI sorarsanIz ikinizi de harcarIm.
--------------------------------------------------------------------------------
:) ŞARAP
Temel çok para kazanmis. Ailece en lüks lokantaya gitmisler. En pahali sarabi seçip ismarlamis. Garson :
- Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.
:) PİYANİST
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve :
- Bravo hemşerim Karadeniz seninle gurur duyuyor.
Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar :
- Sen nereden bildim benim Karadenizli olduğumu ?
- Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.
--------------------------------------------------------------------------------
:) ÇİM BİÇME MAKİNESİ
Supermarkete bir eleman aranmaktadır. Elemanın süper tezgahtarlık bilgisine sahip olması on koşuldan biridir. Bunun için her gelen adaya bir de uygulama yaptırılarak performansına bakılmaktadır. Bir gün içeri bir aday daha girer ve işe talip olduğunu söyler. Bunun üzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sınamak için,
- "Evlat şimdi beni iyi izle" der. İlk gelen müsteri "Bir paket çim tohumu istiyorum" der. Bunun üzerine tezgahtar yeşil, sarı, uzun, kısa, çabukbüyüyen, kalın, ince bir sürü çesit çim tohumunu ballandıra ballandır anlatır ve adam sonunda "Bana yeşil ve ince olanından bir paket lütfen" der ve tam parayı ödeyip çikacak bizim kurt tezgahtar,
- "Beyefendi bir dakika. Size bir de çim biçme makinesi verelim" diyerek söze girer ve onlarca çesit çim biçme makinesini avantajlarını, ödeme kolaylıklarını, bir daha böyle bir fırsat bulamayacağını adama gene ballandıra ballandıra anlatır ve sonunda adam çim biçme makinesini de alarak mağazadan ayrılır. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni görelim" der ve evlat tezgaha geçer.
Yeni gelen bay müşteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayağı ateşli bir şekilde orkid çesitlerini, renklerini, kalınlıklarını vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hiçte aşağı kalmayacak biçimde anlatır. Müşteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir düzine kadar alır. Parayı ödeyip çikacakken bizim aday,
- "Beyefendi size bir de çim biçme makinesi satalım" der. Adam,
- "Hoppalaaa, niye ki?" diye sorunca bizimki,
- "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari çimleri biçin !"